19 Nisan 2013 Cuma

Safranbolu...

Dar sokakları, taş yolları ve tarihi konuklarıyla dünya mirası bir ilçe Safranbolu...
 
35 yıllık yaşamında ilk kez gittim bu şirin kasabaya... Dağ bisikleti yarışlarını takip etmek için görevli gittim.
 
Tem otoyolundan kurtulup, Safranbolu yoluna girdiğimizde farkı hissetmeye başladık. Batı Karadeniz'in yemyeşil doğası karşıladı bizi. Doya doya içimize çektiğimiz oksijen ciğerlerimizi yaktı, zira alışık değildik. İstanbul'da egzoz dumanları arasında boğuldumuzdan..
 
Safranbolu, ikiye ayrılmış. Yeni Safranbolu, asıl merkez. kasabanın idari birimleri burda. 3-5 kilometre ötede ise. tarihi konaklarıyla Eski Safranbolu karşıladı bizi. 1994 yılında Unesco tarafından dünya mirası ilan edilen kasabada, otele yerleştik.

Otel dediysem de öyle 5 yıldızlı her şey dahil otellerden değil. Konaktı otelimiz. Odamız da konak odası...
 
Osmanlı dönemine gittik ilk gördüğümüzde odayı. Banyoyu aradık ama bulamadık. Acaba dışarda mı diye sorduğumuzda, görevli bize gizli bölmedeki banyoyu gösterdi. Dolabın içine gizlenmişti banyo ve tuvalet. Burda tüm evlerde böyleymiş.
 
Akşamı ettik, ertesin güne uyandık... Bisiklet yarışı için çarşıdayız... Ve zorlu yarış başladı... Bisikletçiler, dik yokuşlardan geçerken epey zorlandı. Bir de yağmur başlayınca işleri daha da zorlaştı. Biz de onları takipteyiz haliyle. Sırılsıklam olduk ama harika bir yarışı da haber yapmış olduk...
 
Yarış bitti, yağmur da durdu... Sıra geldi tura.. Küçük, kutu gibi yer burası. Taş yollarda gezerken, adım başı lokumcuya rastlıyoruz. Her geçtiğimiz yerde de ikram eksik olmuyor. Tatlı yemekten yorulduk zira.
 
Özellikle Safranbolu'ya da adını veren safranlı lokum ve çifte kavrulmuş lokum rağbet görüyor. Alışverişimizi de yaptıktan sonra sıra geliyor çok farklı ve özel bir yere ziyarete gitmeye...
 
Buranın adı cam teras. Tokatlı Kanyonu'na yapılan muhteşem bir yapıt...

Yerden yaklaşık 100 metre yükseklikte tamamen camdan yapılan bir eser. Üstüne çıkıyorsunuz ve kanyonun tüm güzelliğini net bir şekilde görebiliyorsunuz. Biraz korkutucu ama görülmeye değer.

Bu kısa gezinin ardından artık dönüş zamanı... Bu muhteşem güzelliği geride bırakıyor ve İstanbul'a doğru yola çıkıyoruz.

Bir daha görüşmek dileğiyle...