26 Eylül 2012 Çarşamba

Neşet Usta'ya...

Boşuna dememişler her ölüm erken ölüm diye... Neşet Usta'nın da öyle oldu... Daha çok şeyler verecekken göçüp gitti.

Boşuna demezler Allah sevdiği kulunu erken alır diye. Neşet Ertaş'ı da aldı yanına... Nur içinde yat...

Alçakgönüllüydü... Öyleydi gerçekten... Vatanına yeniden döndükten sonra sevenleriyle buluşmaya başladı. Ve öyle bir buluşmada ben de vardım... 6 yıl önceydi.. Atv Haber'de, Neşet Baba'nın küçük bir belgeselini hazırlama görevi aldım...

Çok heyecanlıydım, Her türküsüyle gözyaşlarımı tutamadığım büyük ustayla tanışacaktım...

Harbiye açık Hava Tiyatrosunda kapıda karşıladı bizi.. Kulise geçtik... Odası vardı.. Şöyle bir bakındım etrafıma.. Ne koruma ordusu vardı etrafında ne de odasında meyve sepetleri, şampanyalar...

Sadeydi her şey... Ceketi üstündeydi... Elinde de bağlaması... Çekime başladık... Tezenesini vurmaya başladı bağlamasına.. Gözleri kapalıyıd... Sadece o ana odaklanmıştı... Hayran hayran izledim onu...

Röportaj yaptık... Öyle ağdalı değildi sözleri... İçinden ne geldiyse konuştu... Sen toparlarsın artık dedi bana... Öyle yürekten konuşuyordu ki, mest olmuştum..

Sonra bağlamasıyla çıktı sahneye.. Binler ayakta alkışladı dakikalarca... Oturmadı yerine Neşet Baba, alkış bitene dek bekledi..

Söyledi de söyledi... Gönül dağı dedi, Yalan dünyayı mıh gibi işletti yüreğimize.. Neredesin Sen'le hüzünlendirdi, Zahidem'le ağlatıı... Bİr kaç dakika sonra ise göbek bile attırdı..

Ve o gün anladım ki; Neşet Baba'yı bir kez olsun dinleyen asla kötülük etmezdi, kimseye kıyamazdı... Ama o gün anladım ki; Neşet Baba'yı yüreğinizin kulağıyla dinlerseniz anlardınız...

Ve onu yüreğiyle dinleyen, asla kötülük düşünmezdi...

Nur içinde yat Neşet Usta... Emin ol ki, seni yüreğimle dinledim...

17 Eylül 2012 Pazartesi

çocukluğumuzun masumiyeti...

Yeni eğitim yılı başladı...Kimi sancılı diyor, kimi olur böyle vakalar... Mini mini birlerle, büyük abiler sonunda beton blokların arasında tanıştı...
 
Başbakan Erdoğan, Denizli'ye gitti, açılışı horoz diyarından yaptı.Hayırseverlerin yaptırdığı İmam Hatip Lisesi açtı...
 
Kurdeleyi kesmeden önce kürsüdeydi... 28 Şubat'çılara çaktı... Niye kapattınız diye sordu. Cevabı da kendi verdi... Terörist yetiştirmiyor diye mi dedi...
 
Demek ki, düz liseler ya da benim gibi meslek liselerini seçenler terörist yetiştiren yuvalarda eğitim gördü. Allah'tan ana - baba düzgündü de iyi yetiştim biri olarak terörist olmadım. Benimle birlikte yüzlerce arkadaşım da...

Başbakan'ın açılışı imam hatiple yapması kendi tabanı için önemli bir mesaj... İşini yürütmek isteyenler için de... Hatta çocuklar için de... Başbakan buraya kadar gelip imam hatip açıyorsa, bu okullar iyidir düşüncesi salık verildi haliyle..

Bizim çocukluğumuzda vardı imam hatip... Hiçbir sorun da yoktu.. Arkadaşlarımız giderdi, bize de terörist gözüyle bakmazdı hiçbiri..

Yaz aylarında okul kapandı mı, alevisi-sünnisi mahalle camiine giderdik kuran kursuna... Eee tüm çocuklar oraya gittiği için yalnız kalmak istemezdi kimse... İdeolojik değildi gitme amacı, eğlenmekti, kuran öğrenmekti...

Camiden çıkılır, yine tüm zıpırlıklar yapılırdı... Küfürler de edilirdi. Kimse günah evladım dinde yok, haşa kafir misiniz siz, ne ayıp müslüman böyle yapar mı demezdi... Çünkü zorla değildi, yürekle giderdik camiye, kuran kursuna..

Ama şimdi her şeyi tekellerine aldılar... Giden bizden, gitmeyen sizden diyorlar... Aileler ya korkularından ya da mecburiyetten gönderiyorlar... Gitmeyen dışlanmasın istiyorlar... Şimdi seçmeli dersler için böyle olacak. Kuran ya da Hz. Peygamber'in hayatını seçmeyenler kendilerini yabancı hissedecek..

Çocukluğumuzun masumiyetini aldılar çünkü bizden....

nereye kadar...

Ne zaman ülkede acılar artsa, ne zaman işler kötüye gitse, Başbakan Erdoğan çıkıyor ekrana, ağzına geleni söylüyor. Ama bu öyle böyle sözler değil. Nefret kusuyor adeta.

Daha bugün Denizli'de İmam Hatip açılışında dilinden dökülenler, nefretin tam karşılığıydı. İmam Hatipleri kapatan zihniyete yüklendi aklı sıra.

Yüklendi ama sözlerinin nereye gideceğini düşünmeden. İmam Hatipler terörist yetiştirmediği için mi kapattınız dedi.

Vay vay vay... Binlerce okulda milyonlarca veli, terörist yetiştirmek için başka okullara gönderdi demek ki çocuğunu. Düz lise, anadolu lisesi, özel lise, meslek lisesine gidenler aslında teröristlerin de ekmeğine yağ sürdü demek istiyor galiba.

Ey Başbakan, ülkede sorunlar aldı başına gidiyor. Analar hala ağlıyor... Teröristler ülkeyi kanla yıkamaya çalışıyor. Sen gidiyorsun, eğitim yılının ilk günü okul açılışına. İyi güzel git tabi ama konuşma yaptığın yer bir okul bunu unutma.

Zaten dinleyenler de o okulun velileri değildir kesin, ordan burdan otobüslerle devşirmişlerdir oraya.. Her cümle sonrası alkış tufanı da cabası.

Bir eğitim yuvasında siyaset hep dilinde. ama kinle nefretle...

Nereye kadar Başbakan... Her köşeye sıkıştığında kömürle, ekmekle, bulgurla oylarını aldığın insanlara nefretini ve kinini boşaltmaktan vazgeç.

Açılışlarını yaptığın, (ki dünyanın hiçbir yerinde senin gibi bir başbakan durmadan tesis açmaz, açtığı tesiste de kendisine muhalefet edene küfretmez) yerlerde bırak siyaseti... Kusma içindeki kini, nefreti.

Gün gelir o kin ve nefret, boğar insanı...