Hani bir reklam filmi var. Süt reklamı... Bir nesil bizimle büyüdü diyorlar spotlarında...
İşte aynen öyle.. Bizler de bir nesil mahalleyle, toprakla, çimenle, ağaçla, misketle, komşuyla, su birikintisindeki kurbağalarla, boyumuzu aşan karla, bahçelere dalmakla, bize en yakın plajda denize girerek, özgürce mahalle aralarında top oynayarak büyüdük..
Daha kentsel dönüşümün başlamadığı, İstanbul'un ranta dönüşmediği dönemlerdi... Biz çocuklara geniş geniş oyun alanlarının sağlandığı, şoförlerin taştan kale direkleri arasından dikkatlice geçtikleri, hatta gülümsedikleri dönemlerdi...
Bahçesine daldığımız büyüklerimizin ''lan sizi bi elime geçirirsem'' diyerek bağırdığı ama asla küfretmediği dönemlerdi...
Kolluklarımızı takıp, yürüyerek, şarkılar söyleyerek plajlara gittiğimiz, koli basilinin ne olduğunu bile bilmeden yüzdüğümüz dönemlerdi.
Yıllar yılları kovalamadı, İstanbul rant kenti oldu... Kentsel dönüşüm adı altında her yer betonlaştı.
Sormadılar kimseye... Oy verdiklerimiz bile sormadı, buralara bina yaptıracağım uygun mu size diye.
Birer birek yok ettiler mahallelerimizi, doğal oyun alanlarımızı. Kirlettiler denizlerimizi... Artık kurbağa bile göremez olduk. Yüksek binalar diktiler. Evini vermeyene kötü gözle baktılar...
Kentsel dönüşümün sadece bina yapmak olduğunu düşünüyordu zihniyet. Kimse yahu burayı da doğal haliyle bırakayım demedi..
Müteahitler çıktı, babasının ormanı gibi ''kim istemez böyle bir ormanı'' diye hava attı. Ardından da daracık daireleri dünyanın parasına sattı.
Meydanlar şehirlerin vizyonudur dediler, Taksim Meydanı'nı kazmaya başladılar. Yayalaştırma adı altında, betonla dolduracaklar.
Beton yığını dediğimiz New York'ta bile İstanbul'da olmadığı kadar büyük bir park var. Hani filmlerde sık sık gördüğümüz...
Bizde de ormanlar var.Ama yandaşlara büfe olarak kiralanan ormanlar. Artık nefes almak bile parayla olacak anlaşılan.
İstanbul çok kalabalık, artık göç almamalı deniyor ama, tek katlı evlerin yerine devasa binalar yapılıyor... Daha fazla inanın gelmesi isteniyor... Dandirik havuzlar, parklar konularak sitelere, sosyal tesis adını veriyorlar..
Dönüşüyoruz belki ama sadece binayla... Çocukluk özlemi hayallerimizle değil...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder