7 Aralık 2012 Cuma

ecdad bahane, rant şahane...

Yıllar önceydi... Hayatımda ilk defa yurtdışına çıkacaktım... Heyecanlıydım. 15 yaşındaydım. Bir kaç kere istanbul dışına adım atmıştım ama, Edirne'den dışarı ilk kez olacaktı bu. Üstelik uçakla...

Almanya'ydı gideceğim yer. Türklerin yoğun olarak yaşadığı Frankfurt kenti... Teyzem, eniştem ve kuzenler karşıladı beni havalimanında.

Uzun bir araba yolculuğu sonrası köyümüze geldik. Ama köy dediğime bakmayın enfesti her yer. düzenli evler, otoparklar, yeşil alanlar...

Neyse uzatmamayım. tarih ve modernizm içiçeydi. Bunu Türkiye'ye döndüğümde daha iyi anladım..

Yıllar sonra bu kez iş için Paris'teytim. Hani romantizm başkenti olanı... Eyfel Kulesi'ni gördüğümde bir kaç dakika kendime gelemedim... Seine Nehri olağanüstüydü... Ama asıl mükemmel olan neydi biliyor musunuz? Rehberimizin söylediklerinden sonra çok net anladım...

Bu nehir kenti ikiye bölüyordu. Bir tarafta eski Paris, diğer tarafta yeni, modern Paris. Eski yani her şey yüzyıllar öncesinden kalma ama bir o kadar da taze... Kendimi bir film setinde gibi hissettim. Tarih kokuyordu adeta. Sanki birazdan otomobiller gidecek, at arabaları geçecek gibiydi...

Bir ülkenin tarihine ne denli sahip çıktığını çok net anladım orada.. Sadece kilise ya da köprüler değildi özenle korunan, şehrin yarısıydı dimdik ayakta duran..

Ah güzel ülkem dedim içimden.. Biz de öyle mi? Tarihle ilgili ne varsa yok ettik elimizle.. Yıllarca sildik, üstüne bina, yol yaptık... Gömdük iyice dibe... Kimse görmesin istedik...

Sonra gelişeceğiz ya, yeni yollar yapmak için kazdık, bir de ne görelim tarih fışkırdı yerden.. Çanak çömlek dedik, elimizin tersiyle ittik. Bunlar işimizi zorlaştırıyor diye olduğu yerde bıraktık...

Tarihi camilerin, kiliselerin önüne sanayi sitesi kurduk, yeşil alanların tam ortasına çay bahçeleri açılmasına izin verdik.

Bir zamanlar takım elbiseyle dolaşılan, entellektüel Pera yani Beyoğlu'na alışveriş merkezi kondurduk.

Şimdi yetmedi, tarihin tozlu sayfalarına tanıklık eden emek Sinemasını yok ediyoruz. Yıllardır önünden geçenin bir kez bile olsa uğradığı İnci Pastanesi'ni yok ediyoruz el birliğiyle..

Tarihin başkentiyiz, ecdadımızın yaptıklarıyla övünüyoruz, eleştirenleri yerin dibine sokuyoruz. Bari bunu yaparken biraz samimi olun, en azından onların mirasına sahip çıkın...

Ama nerde. Ecdad bahane, rant şahane...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder