Show Haber'den ben Deniz Gülen ve değerli dostum Skyturk360 Meteoroloji Editörü Hüseyin Öztel, Gebze Süleyman Demirel Anadolu Lisesi'nde konferans verdik. Öğrencilerle deneyimlerimizi paylaştık, onların merak ettikleri soruları yanıtladık. Çok keyifli bir sohbetti... İşte o sohbetten bir bölüm...
28 Şubat 2013 Perşembe
Konferans...
Show Haber'den ben Deniz Gülen ve değerli dostum Skyturk360 Meteoroloji Editörü Hüseyin Öztel, Gebze Süleyman Demirel Anadolu Lisesi'nde konferans verdik. Öğrencilerle deneyimlerimizi paylaştık, onların merak ettikleri soruları yanıtladık. Çok keyifli bir sohbetti... İşte o sohbetten bir bölüm...
26 Şubat 2013 Salı
Muhabir tanıtım...
İran devriminin 34'üncü yılında neler yaşandı? Devrim kutlamaları ve iran'dan çok özel görüntüler...
23 Şubat 2013 Cumartesi
muhabir...
Geçtiğimiz haftalarda 4 günlük iran seyahati gerçekleştirdim. İslam Devrimi'nin 34. yıl kutlamalarına çağrıldım. Benim için heyecan verici bir olaydı. Habercilik hayatımda böylesi bir olaya ilk kez tanıklık edecektim... Ettim de...
Devrimin yıldönümünde Azadi Meydanı'nda yüzbinlerin arasında ben de vardım. 34 yıl geçmişti devrimin üzerinden. Ve halk bunca zamana rağmen sımsıkı tutuyordu inkılabı.
89'da kaybettikmeri dini lider Humeyni asla unutulmadı. Fotoğrafları baş köşede... Dini liderlerine saygıda asla kusur etmiyordu İranlılar...
Azadi Meydanı'ndaki coşkuyu görünce İran'ın bu noktaya nasıl geldiği de açıkça ortaya çıkıyordu. Şah'ın gidişi ve yeni bir dönemin başlangıcı İran'da çok şeyler değiştirdi..
Ülke adeta 180 derece değişti... Monarşi'den şeriat yönetimine geçti...
İşte 4 gün boyunca 3 kent gezdim.. Tahran, Kum ve İsfahan...
Neler yaşadım? Özgürlük meydanındaki kutlamalarda halk neler anlattı? Devrimin 34. yılındaki coşku nasıldı? Devrimin başladığı önemli kentlerden Kum'da Humeyni ve öğrencileri neler yaşıyor? Kültür ve tarihi miras İsfahan'daki yaşam nasıl?
İşte tüm bunlar 28 Şubat perşembe akşamı saat 23:55'te Skyturk360'daki muhabir programında olacak...
İran'daki tüm yaşadıklarımı en ince ayrıntısına kadar ekrana getireceğim. Cuma namazı, Humeyni'nin Tahran ve Kum kentindeki evleri, Azadi Meydanı'ndaki devrim kutlaması, İsfahan'da tarihe yolculuk...
Son yılların en özel İran dosyası 28 Şubat Perşembe akşamı saat 23:55'te Skyturk360'da..
Devrimin yıldönümünde Azadi Meydanı'nda yüzbinlerin arasında ben de vardım. 34 yıl geçmişti devrimin üzerinden. Ve halk bunca zamana rağmen sımsıkı tutuyordu inkılabı.
89'da kaybettikmeri dini lider Humeyni asla unutulmadı. Fotoğrafları baş köşede... Dini liderlerine saygıda asla kusur etmiyordu İranlılar...
Azadi Meydanı'ndaki coşkuyu görünce İran'ın bu noktaya nasıl geldiği de açıkça ortaya çıkıyordu. Şah'ın gidişi ve yeni bir dönemin başlangıcı İran'da çok şeyler değiştirdi..
Ülke adeta 180 derece değişti... Monarşi'den şeriat yönetimine geçti...
İşte 4 gün boyunca 3 kent gezdim.. Tahran, Kum ve İsfahan...
Neler yaşadım? Özgürlük meydanındaki kutlamalarda halk neler anlattı? Devrimin 34. yılındaki coşku nasıldı? Devrimin başladığı önemli kentlerden Kum'da Humeyni ve öğrencileri neler yaşıyor? Kültür ve tarihi miras İsfahan'daki yaşam nasıl?
İşte tüm bunlar 28 Şubat perşembe akşamı saat 23:55'te Skyturk360'daki muhabir programında olacak...
İran'daki tüm yaşadıklarımı en ince ayrıntısına kadar ekrana getireceğim. Cuma namazı, Humeyni'nin Tahran ve Kum kentindeki evleri, Azadi Meydanı'ndaki devrim kutlaması, İsfahan'da tarihe yolculuk...
Son yılların en özel İran dosyası 28 Şubat Perşembe akşamı saat 23:55'te Skyturk360'da..
18 Şubat 2013 Pazartesi
Mukaddes Savunma Müzesi...
İran'ın askeri gücünün sergilendiği Mukaddes Savunma Müzesi... Özel izinle.. Türk televizyonlarında ilk kez...
16 Şubat 2013 Cumartesi
İran'da cuma namazı...
1979'un Şubat ayıydı.. İmam Humeyni, son sürgün adresi Fransa'nın başkenti Paris'ten Air France uçağı ile Tahran'a indi.. O daha gelmeden Şah Rıza Pehlevi çoktan gitmişti ülkeden. Onbinler karşıladı İmam'ı. Coşku doruktaydı...
Ve o günün üzerinden tam 34 yıl geçti.. İranlılar İslam devriminin yıldönümü kutlamaya hazırlanıyordu..
Bu tarihe ana biz de tanıklık ettik... Neler yaşadığımızı bir sonraki yazıda anlatacağız... Ve cuma sabahı İran'a uçtuk. İmam Humeyni Uluslararası Havalimanı'na indikten hemen sonra ilk iş, cuma namazı için başkente hareket etmek oldu..
İmam'ın cenaze namazının kılındığı Musalla Camii'ne geldik. İran'da cuma namazları tek bir merkezde kılındığı için kalabalık olağanüstüydü.. Saat yaklaştıkça insanların akın akın gelişine şahit olduk.
Çekim yapmak pek de kolay değildi İran'da. Gerekli izinleri aldık ve öğrendiğimiz bir şey bizi şoke etti. Musalla Camii öylesine büyüktü ki, inşaası devem eden cami tam kapasite hizmete girdiğinde 8 milyon kişi aynı anda namaz kılabilecekti.
Onbinlerce kişi ile birlikte biz de içeri girdik. Kalabalığı görünce büyülenmemek imkansızdı. aynı anda yüzbinden fazla kişi namaz için saf tutmuştu... Bir platformun üstüne çıktık, çekimi ordan yapacaktık.
Şii geleneğinden gelen İran'da namaz da biraz farklı haliyle. Dikkatle ne yaptıklarını inceledik, ardından da çekime başladık. Anonslar çektik, herkesin aynı anda secdeye varmasıyla oluşan görüntüye şahitlik ettik.
Asker, öğrenci, genç, yaşlı, kadın Tahranlılar cuma için safta buluştu.
Çekim bitti, artık çıkma zamanı geldi... Onbinlerce kişi ağır adımlarla boşalttı camiiyi.. Kadınlar başka kapıdan erkekler bir diğerinden...
Çıkışta, bazı adamlar var ki, görevi kalabalığa slogan attırmak. İşte yine sahnede. Bu kez İsrail ve Amerika aleyhine atılıyor sloganlar...
Suriyeli kardeşlerini de unutmuyor İranlı...Sadaka kutularında biriktirilen paralar, Suriye'ye gönderiliyor..
Cuma namazı sonrası tatil İran'da... Zaten cuma günleri tamamenz tatil.. Onbinler otobüslerle, metroyla evlerine ya da piknik alanlarına akın ediyor..
İki gün sonraki büyük buluşmaya hazır hepsi.. Azadi Meydanı'ndaki devrimin 34. yıl törenlerine..
Eee o törende neler yaşandığı da bir sonraki yazımızda..
Ve o günün üzerinden tam 34 yıl geçti.. İranlılar İslam devriminin yıldönümü kutlamaya hazırlanıyordu..
Bu tarihe ana biz de tanıklık ettik... Neler yaşadığımızı bir sonraki yazıda anlatacağız... Ve cuma sabahı İran'a uçtuk. İmam Humeyni Uluslararası Havalimanı'na indikten hemen sonra ilk iş, cuma namazı için başkente hareket etmek oldu..
İmam'ın cenaze namazının kılındığı Musalla Camii'ne geldik. İran'da cuma namazları tek bir merkezde kılındığı için kalabalık olağanüstüydü.. Saat yaklaştıkça insanların akın akın gelişine şahit olduk.
Çekim yapmak pek de kolay değildi İran'da. Gerekli izinleri aldık ve öğrendiğimiz bir şey bizi şoke etti. Musalla Camii öylesine büyüktü ki, inşaası devem eden cami tam kapasite hizmete girdiğinde 8 milyon kişi aynı anda namaz kılabilecekti.
Onbinlerce kişi ile birlikte biz de içeri girdik. Kalabalığı görünce büyülenmemek imkansızdı. aynı anda yüzbinden fazla kişi namaz için saf tutmuştu... Bir platformun üstüne çıktık, çekimi ordan yapacaktık.
Şii geleneğinden gelen İran'da namaz da biraz farklı haliyle. Dikkatle ne yaptıklarını inceledik, ardından da çekime başladık. Anonslar çektik, herkesin aynı anda secdeye varmasıyla oluşan görüntüye şahitlik ettik.
Asker, öğrenci, genç, yaşlı, kadın Tahranlılar cuma için safta buluştu.
Çekim bitti, artık çıkma zamanı geldi... Onbinlerce kişi ağır adımlarla boşalttı camiiyi.. Kadınlar başka kapıdan erkekler bir diğerinden...
Çıkışta, bazı adamlar var ki, görevi kalabalığa slogan attırmak. İşte yine sahnede. Bu kez İsrail ve Amerika aleyhine atılıyor sloganlar...
Suriyeli kardeşlerini de unutmuyor İranlı...Sadaka kutularında biriktirilen paralar, Suriye'ye gönderiliyor..
Cuma namazı sonrası tatil İran'da... Zaten cuma günleri tamamenz tatil.. Onbinler otobüslerle, metroyla evlerine ya da piknik alanlarına akın ediyor..
İki gün sonraki büyük buluşmaya hazır hepsi.. Azadi Meydanı'ndaki devrimin 34. yıl törenlerine..
Eee o törende neler yaşandığı da bir sonraki yazımızda..
15 Şubat 2013 Cuma
İran... 1. Bölüm...
Uçağımız Tahran İmam Humeyni Uluslarası Havalimanı'na indiğinde merak yerini heyecana bıraktı... Yıllarca bize hep farklı şekilde tanıtılan bir ülkeye ayak basacaktık az sonra...
İran İslam Cumhuriyeti'ydi ziyaret mekanımız... Uçaktan inildi, pasaport kontrolü ve sonrasında başkent Tahran'dayız...
İlk izlenim önemlidir ya bir kişi için. Önyargıları bir kenara bıraktık, şehir hayatını içine attık kendimizi...
İnanılmaz bir trafik karşıladı bizi. Benzin sudan ucuz olunca, araç sayısı inanılmaz boyutlarda. İstanbul'a kötü diyenler, mutlaka görmeli burayı. Eminim ki sözlerini geri alacaklar. Kuralsızlığın kural olduğu bir yer burası. Tampon tampona giden araçlar, yayaya yol vermeyen sürücüler... Karşırdan karşıya geçmenin bile mücadele ruhu gerektirdiği bir trafiğin tam ortasındaydık.
Eğer İran'a özellikle de Tahran'a gelecekseniz, araç kiralamayı bir kez daha düşünün derim. Bu trafikte saç baş yolmanız büyük olasılık.
Ama onca karmaşaya rağmen, kavga da yok gürültü de. Kimse kimseye bulaşmıyor, sesini yükseltmiyor.
Geniş bir metro ağı var Tahran'da. Kilometrelerce uzunlukta. Yeni hatların inşaası ise sürüyor. Yakın zamanda havalimanından şehir merkezine de metro seferleri başlayacak.
Dünyaya kapalı bir ülke İran. Ambargoların altında yaşam mücadelesi veriyorlar. Ama bu onları çok da etkilemişe benzemiyor. Aksine daha da ateşlemiş. Yerli üretim haf safhada. Otomobillerini, uçaklarını, telefonlarını, binalarını, yollarını hep kendileri yapıyor.
Yakında çift katlı otoyol hizmete açılacak.
Kilometrelerce uzunluktaki tüneller de yine İranlı mühendis ve işçilerin emekleriyle yapılmış.
Şeriat hakim haliyle ülkede. İslam devrimi sonrası kadınların mutlaka ama mutlaka başlarını örtmeleri gerekiyor. Ama öyle kara çarşafa ya da burkaya girdikleri de yok hani. Eskiler yani yaşlılar ya da daha radikaller, çarşaf kullanıyor fakat kendilerini modern olarak gören İranlı kadınlar başörtüsünü zorunluluk da olsa sadece süs eşyası olarak kullanıyor.
Acem kızlarının güzelliği dillere destandır. Tahran'da buna birebir şahit oluyorsunuz.
Kadınlı erkekli gruplar sokaklarda rahatça birlikte gezebiliyor.
Anlayacağınız, basit birkaç kurala uyulması halinde Tahran gezilmesi çok zevkli bir şehir.
Türk Lirası, İran Rial'i karşısında iki kat değerli. O nedenle alışverişte birçok ürün ucuza gelecektir. Bol bol alışveriş yapma imkanı bulabilirsiniz.
Çok büyük bir kent Tahran. Özellikle dini mekanlar gezilmesi gereken yerlerden. Camiler, Dini rehber İmam Humeyni'nin evi, Şah Rıza'nın sarayı ve nice mekan, ziyaretçi akınına uğruyor...
Ve son bir not...
İran'da nereyi gezerseniz gezin, nereye giderseniz gidin, dini değerlere saygılı olmayı ve sabretmeyi sakın unutmayın...
İran İslam Cumhuriyeti'ydi ziyaret mekanımız... Uçaktan inildi, pasaport kontrolü ve sonrasında başkent Tahran'dayız...
İlk izlenim önemlidir ya bir kişi için. Önyargıları bir kenara bıraktık, şehir hayatını içine attık kendimizi...
İnanılmaz bir trafik karşıladı bizi. Benzin sudan ucuz olunca, araç sayısı inanılmaz boyutlarda. İstanbul'a kötü diyenler, mutlaka görmeli burayı. Eminim ki sözlerini geri alacaklar. Kuralsızlığın kural olduğu bir yer burası. Tampon tampona giden araçlar, yayaya yol vermeyen sürücüler... Karşırdan karşıya geçmenin bile mücadele ruhu gerektirdiği bir trafiğin tam ortasındaydık.
Eğer İran'a özellikle de Tahran'a gelecekseniz, araç kiralamayı bir kez daha düşünün derim. Bu trafikte saç baş yolmanız büyük olasılık.
Ama onca karmaşaya rağmen, kavga da yok gürültü de. Kimse kimseye bulaşmıyor, sesini yükseltmiyor.
Geniş bir metro ağı var Tahran'da. Kilometrelerce uzunlukta. Yeni hatların inşaası ise sürüyor. Yakın zamanda havalimanından şehir merkezine de metro seferleri başlayacak.
Dünyaya kapalı bir ülke İran. Ambargoların altında yaşam mücadelesi veriyorlar. Ama bu onları çok da etkilemişe benzemiyor. Aksine daha da ateşlemiş. Yerli üretim haf safhada. Otomobillerini, uçaklarını, telefonlarını, binalarını, yollarını hep kendileri yapıyor.
Yakında çift katlı otoyol hizmete açılacak.
Kilometrelerce uzunluktaki tüneller de yine İranlı mühendis ve işçilerin emekleriyle yapılmış.
Şeriat hakim haliyle ülkede. İslam devrimi sonrası kadınların mutlaka ama mutlaka başlarını örtmeleri gerekiyor. Ama öyle kara çarşafa ya da burkaya girdikleri de yok hani. Eskiler yani yaşlılar ya da daha radikaller, çarşaf kullanıyor fakat kendilerini modern olarak gören İranlı kadınlar başörtüsünü zorunluluk da olsa sadece süs eşyası olarak kullanıyor.
Acem kızlarının güzelliği dillere destandır. Tahran'da buna birebir şahit oluyorsunuz.
Kadınlı erkekli gruplar sokaklarda rahatça birlikte gezebiliyor.
Anlayacağınız, basit birkaç kurala uyulması halinde Tahran gezilmesi çok zevkli bir şehir.
Türk Lirası, İran Rial'i karşısında iki kat değerli. O nedenle alışverişte birçok ürün ucuza gelecektir. Bol bol alışveriş yapma imkanı bulabilirsiniz.
Çok büyük bir kent Tahran. Özellikle dini mekanlar gezilmesi gereken yerlerden. Camiler, Dini rehber İmam Humeyni'nin evi, Şah Rıza'nın sarayı ve nice mekan, ziyaretçi akınına uğruyor...
Ve son bir not...
İran'da nereyi gezerseniz gezin, nereye giderseniz gidin, dini değerlere saygılı olmayı ve sabretmeyi sakın unutmayın...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)