Diren gezi parkı... Özgürlük için diren. Nefes alabilmek için diren. Saygı için diren. Sevgi için diren.
O çocuklar ülkemin aydınlık yüzü. Alkolik olabilirler, giyimleriyle marjinal sayılabilirler. Ama asla bölücü değiller, asla yıkıcı değiller, asla çatışmacı değiller...
Bu çocuklar ne 1960 darbesini gördü, ne 12 Mart'ı yaşadı. 12 Eylül'de de yoklardı. Askeri vesayetin hiçbirini tadmadılar. Abilerinin, babalarının, dedelerinin yaşadıklarını yaşamadılar... İyi ki yaşamadılar.
Daha özgür yaşamaktı istedikleri. Bir ağacın varlığı bile onların için önemliydi.. Kırmadılar, yıkmadılar. Direndiler sadece.
Çok görüldü onlara bu istekleri. Kin yoktu hiçbirinin içinde. Kin duygusu bilmiyorlardı. Ama büyük bir nefret ve kinle gidildi üzerlerine. Hakaret edildi, vuruldu, en sert şekilde müdahale edildi... Hiçbiri elini kaldırıp da fiske vurmadı kimseye.
Peki neden bu kin ve öfke. Gençlerin iyimserliği mi kızdırdı onları. Zeka ürünü yazdıkları mı? Kimsenin aklına gelmeyecek yardımlaşmaları mı? Lider olmadan hayatlarını sürdürebildiklerini göstermeleri mi? En zor anlarda birbirlerine olan destekleri mi?
Bu gençler yüzakı Türkiye'nin... Yok olup gitmiş, unutulmuş duyguları yaşattılar yeniden ülkeme. Geçmişe dönüp ''ah ne güzel günlerdi'' denilen yıllardaki gibiydi her biri...
Zekalarıyla alt edemeyince gençleri, dövdüler, vurdular, hor gördüler, hakaret ettiler. Ama bilmedikleri bir şey vardı. Atalarımız der ya; kötü söz sahibinindir. İşte öyle oldu. Gençler kazandı, ruhları kazandı. Ne olursa olsun, karar ne olarak çıkarsa çıksın, o gençler yürekleriyle kazandılar...
Gezi Parkı'nı yıkabilir, yerine rant dikebilirsiniz. Ama bu gençlerin kocaman yüreklerindeki zaferi asla yok edemezsiniz...
Gelecekten eminim artık. Başım sıkışsa arkamda kimin olduğunu biliyorum. Bugün ben onların yanındayım, biliyorum ki, yarın da onlar benim arkamda olacak. Hepimizin arkasında olacak..
Çok yaşayın gençler. Sizlerle gurur duyuyorum. İyi ki varsınız...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder