Türkiye'de şöyle bir söylem vardır, yıllardır da her başa gelen söyler... O yıl nüfus ne kadar ise, ''biz şu kadar milletin temsilciyiz'' derler... Son yıllarda nüfus 75 milyon olunca, iktidardaki Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın dilinden de ''biz 75 milyonun temsilciyiz'' sözü hiç düşmez.
Peki öyle midir gerçekten de?
Halkından korkan bir lider nasıl olur da, tüm kesimin temsilciyiz diyebilir? Korkar derken yanlış anlamayın, korkak demedim.
Şöyle açıklama getireyim. Başbakan, Türkiye'nin neresinde olursa olsun, çok sıkı güvenlik önlemleriyle korunuyor mu? Evet.
Yanına yaklaşabilmek için korumalarından icazet almak gerekiyor mu? Evet.
Bir yerden geçeceği zaman tüm trafik kapatılıyor mu? Evet.
Eee, o zaman hiç de hepimizi kucaklamıyor.
Cumhurbaşkanı Gül için de bu geçerli. Bugün sabah bir duyuruya tanıklık ettim. Cumhurbaşkanlığı teknesi boğazda olacağı için o hattaki bazı seferler iptal edilecek... Yani Gül, konuğuyla boğazda gezerken, deniz yolunu kullanmayı düşünenler, bu hayallerinden vazgeçsin.
Cumhurbaşkanı karadan gidince de kapatıyorsun, denizden gidince de... Niye, halk deniz yoluyla giderken bir şeyler mi yapacak? Neden halkıyla aynı anda deniz üzerinde olamıyor? Neden onunla aynı anda boğazın tadını çıkaramıyor?
Boşuna nefes tüketmesinler, hiçbiriniz, hiçbir zaman hepimizi kucaklayamazsınız. Bu sadece boş laftır.
Şimdi diyecekler ki, teröristler var, suikast düzenlemek isteyenler de olabilir. Bunun önüne geçmek için bu çabamız... Arkadaşlar, herkesi etraftan izole ederek ben de korurum istediğimi. Bunlar bahane...
75 Milyon'u temsil etmek de hikaye...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder