Dile kolay, tam 375 gün sonra çıktı zindan Nedim Şener ve Ahmet Şık... Bi tanışıklığım olmadı sadece eylemlerde özgürlükleri için slogan atarken buldum kendimi, isteyerek koşarak...
Tututlandıkları gün, bir garip hissetim kendimi... Gazeteci büyüklerim içerdeydi... Hevesim kırıldı. Sonra durdum, düşündüm. Daha umutlu olmalıydım, bu bir gelecek savaşıydı çünkü...
Sonra mücadele başladı... Yürüyüşler, isyanlar... Ve 375 gün sonra hayaller buruk da olsa gerçekleşti... 4 gazeteci serbest kaldı. Ahmet ve Nedim, ailelerine, çocuklarına kavuştu, özgürlüklerini yeniden aldı..
Herkes dışarı çıktıkları için sevinçliydi... Sonra içerde ne yaşadıkları merak edildi... Şener öyle şeyler anlattı ki, kendine insanım diyen, helal süt emmiş herkes gözyaşlarına boğuldu..
''Silivri kahraman olunacak yer değil, insan çürüyor''.
Ve o an anladım ki, amaç yargılamak, suçlamak değildi bu insanları... Yıprakmaktı, sindirmekti, korkutmaktı daha da vahimi şok etmekti... Direndiler direnmeye de devam ediyorlar.
Çünkü onları hayata bağlayan bir gerçek var. gelecekleri yani çocukları.. Onlar yıpranmasın, sinmesin, korkmasın, yok edilmesin diye verecekleri bir gelecek savaşları var çünkü...
Ahmet de, Nedim de, diğerleri de bu savaşı sonuna dek verecek. Ve bizler, çocuklarımıza özgür bir gelecek vermek istiyorsak, hep onların yanında olacağız, elimizi taşın altına sokmaktan vazgeçmeyeceğiz...
Yeter ki, sen ve senin gibiler ağlamasın Nedim...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder